MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

YÖNETİCİLİK VE HİLAFET

<< 3665 >>

66- Sıffin Savaşı ve Ammar'ın Öldürülmesi

67- Ammar'ın Katillerinin Tartışması

 

66- Sıffin Savaşı ve Ammar'ın Öldürülmesi

 

1. Ammar b. Yasir

 

- - (-)

27538- Abdullah b. Seleme der ki: Sıffin savaşı sırasında Ammar'ı gördüm. Uzun boylu, esmer tenli ve çok yaşlıydı. Kargıyı tuttuğu eli titriyordu. Bize şöyle dedi: "Canım elinde olana yemin olsun ki bu sancağın altında Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile birlikte üç defa savaştım, bu da dördüncüsü olacak. Canım elinde olana yemin olsun ki bizi Hecer dağlarına kadar sürecek olsalar bile biliyorum ki bizler hak yolunda ıslah etmek isteyenleriz, onlar ise dalalettedir."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Hakim (3/384, "Sahih") ve Tayalisı2/182 (2667) rivayet ettiler.

 

 

2. Ammar b. Yasir

 

- - (-)

27539 (1)- Ebu'l-Bahteri der ki: Sıffın savaşı sırasında Ammar b. Yasir: "Bana içmek için süt getirin! Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Dünyada en son içeceğin şey süt olacak'' buyurmuştu" dedi. Kendisine getirilen sütü içtikten sonra ileriye atıldı ve öldürüldü.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: İbn Ebi Şeybe (5/302) rivayet etti.

 

 

 

27540 (2)- Ebu'l-Bahteri der ki: (Sıffin savaşı sırasında) Ammar b.

Yasir'e süt getirilince güldü ve: "Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana dünyada son içeceğim şeyin süt olduğunu söylemişti" dedi.

 

[Sahih]

 

 

3. Ebu Said el-Hudri

 

- - (-)

27541 - Ebu Said el-Hudri der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ammar'a: ''Seni asi bir topluluk öldürecek'' buyurdu.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Nesai es-Sünenu'l-kübra'da (8547) rivayet etti.

26823 (2)'de tekrar etmiştir.

 

 

67- Ammar'ın Katillerinin Tartışması

 

1. Abdullah b. Amr

 

- - (-)

27542- Hanzale b. Huveylid el-Anberi der ki: Muaviye'nin yanındayken Ammar'ın kellesi konusunda anlaşmazlığa düşen iki adam geldi. Zira her biri Ammar'ı kendisinin öldürdüğünü iddia ediyordu. Abdullah b. Amr: "İçinizden biri kendi rızasıyla bu hakkını diğer tarafa versin. Zira Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: ''Onu (Ammar) asi olan bir topluluk öldürecek'' buyurduğunu işittim" deyince, Muaviye, babası Amr'a: "Ey Amr! Şu deliyi başımızdan alsana!" dedi ve Abdullah'a: "O zaman sen neden bizimlesin?" diye sordu. Abdullah: "Zamanında babam beni Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şikayet etmişti. Nebi de (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bana: ''Hayatta olduğu sürece babana itaat et, ona karşı gelme'' buyurmuştu. Ben sizinle birlikteyim, ama savaşmıyorum" dedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Nesi, es-Sünenu'l-kübra'da (8496) rivayet etti.

26836 (6)'da tekrar etmiştir.

 

 

2. Ebu'l-Gadiye

 

- - (-)

27543-Z Külsum b. Cebr der ki: Vasıt el-Kasab'ta Abdula'la b. Abdullah b. Amir'in yanındayken orada Ebu'l-Gadiye adında bir adamla karşılaştık. Ebu'l-Gadiye su isteyince gümüş işlemeli bir kap içinde su getirildi. Ancak o kapla içmeyi kabul etmedi. Ebu'l-Gadiye, Nebi'den (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bahsetti ve: ''Benden sonra birbirlerinin boyunlarını vuran kafirlere (veya sapkınlara) dönmeyin!'' buyurduğunu aktardı. Adam bize şunu da anlattı: "üsman'a dil uzatan biriyle karşılaştığımda ona: ''Allah nasip eder de bir savaşta karşılaşırsak vallahi seni öldüreceğim!'' dedim. Sıffin savaşında da onunla karşı karşıya geldik. üzerinde de bir zırlı vardı. Zırhın yakasında gördüğüm bir açıklıktan kılıcımla vurunca da onu öldürdüm. Bu kişi de

Ammar b. yasir'di." Bunun üzerine ona: "Bu nasıl bir anlayıştır ki gümüş işlemeli kapta su içmeyi mekruh görüp Ammar b. Yasir'i öldürebiliyorsun!" dedim.

 

[Sahih]

 

Heysemi (12062) der ki: "Hadisi Abdullah (ibn Ahmed) rivayet etmiş olup ravileri, Sahih'in ravileridirler. Ayrıca Taberani, el-Mu'cemu'l-evsat'ta aynısını nakletmiştir." Merfu olan bölümü Buhari 1/317 (121), Müslim 1/81 (65), Tirmizi 4/486 (2193, "hasen sahih"), Nesai 1/126 (4125) ve İbn Mace 2/1300 (3943) rivayet ettiler.

 

 

 

27544 (1)- Habib b. Ebi Sabit der ki: Kabilesinin mescidinde bulunan Ebu Vail'in yanına geldim. Ona Hz. Ali'nin Nehrevan'da savaştığı Haricileri, hangi konuda ona katılıphangi konularda ayrı düştüklerini ve neye dayanarak onlarla savaştığını sorduğumda şöyle dedi:

Sıffin savaşında Şamlılar ağır kayıplar verince bir tepeye sığındılar. Amr b. el-As, Muaviye'ye: "Ali'ye bir mushaf gönder ve onu Allah'ın Kitab'ına davet et. Buna karşı çıkmayacaktır" dedi. Bunun üzerine adanun biri Ali'ye mushaf götürdü. "Şu kendilerine Kitabıdan bir pay verilmiş olanlara bak, aralarında hüküm vermesi için Allah'ın Kitabıina çağırılıyorlar da içlerinden bir zümre yüz çevirerek dönüp gidiyor"[Al-i İmran 23] ayetini okudu ve: "Aramızda Allah'ın Kitab'ı hakem olsun" dedi. Ali: "Olur! Bu davete icabet etmek bana daha fazla yakışır. Allah'ın Kitab'ı aramızda hakem olsun" karşılığını verdi.

Böylesi bir davetten sonra kendilerine Kur'an hafızları dediğimiz Hariciler Hz. Ali'nin yanına geldiler. Kılıçları da omuzlarındaydı. "Ey müminlerin emiri! Şu tepeye sığınanların neyini bekliyoruz? Neden kılıçlarımızla onların üzerine gidip, Allah'ın onlarla aramızda hükmünü vermesini istemiyoruz?" dediklerinde, Sehl b. Huneyf araya girip onlara şu karşılığı verdi: "Ey insanlar! Bu isteğinizi gözden geçirin! Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile müşikler arasında Hudeybiye anlaşmasının yapıldığı zamanları bilirim. Şayet savaşmayı daha uygun bulsaydık savaşırdık. O zaman da Ömer, Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem) geldi ve: ''Ey Allah'ın Resulü! Biz hak yolda, düşmanlarımız ise batıl yolda değiller mi? Bizim ölülerimiz cennete onların ölüleri cehenneme gitmeyecek mi?'' dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet, öyle!'' karşılığını verdi. Ömer: ''O zaman neden Allah'ın aramızda hükmünü vermesini istemeyip dinimizde taviz veriyoruz ve geri dönüyoruz!'' deyince, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Ey İbnu'l-Hattab! Ben Allah'ın Resulü'yüm ve asla beni zararlı çıkarmayacaktır!'' karşılığını verdi.

Ömer kızgın bir şekilde yanından ayrıldı. Ama dayanamayıp Ebu Bekr'in yanına geldi ve: ''Ey Ebu Bekr! Biz hak yolda, düşmanlarımız ise batıl yolda değiller mi? Bizim ölülerimiz cennete onların ölüleri cehenneme gitmeyecek mi?'' dedi. Ebu Bekr: ''Evet, öyle'' karşılığını verdi. Ömer: ''O zaman neden Allah'ın aramızda hükmünü vermesini istemeyip dinimizde taviz veriyoruz ve geri dönüyoruz!'' deyince, Ebu Bekr: ''Ey İbnu'l-Hattab! O Allah'ın Resulü'dür ve Allah asla onu zararlı çıkarmayacaktır!'' karşılığını verdi. Fetih Suresi nazil olunca Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ömer'i yanına çağırıp sureyi okudu. Ömer: ''Ey Allah'ın Resulü! Bir fetih mi vaadediliyor?'' diye sorunca, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''Evet!'' karşılığını verdi."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari (3182, 4844) ve Müslim 3/1411 (1785) rivayet ettiler.

 

 

 

27545 (2)- Ebu Vail der ki: (Sıffin savaşında) Sehl b. Huneyf (Haricilere) şöyle dedi: "Görüşünüzü gözden geçirin! Ebu Cendel'in geldiği zamanlarda (Hudeybiye'de) şayet elimizden gelseydi Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in emrine karşı gelirdik. Vallahi müslüman olduğumuzdan beri maruz kaldığımız tehlikeli olaylar karşısında ne zaman kılıçlarımızı kullanmayıp boynumuza astıysak bu tavrımız bizi bildiğimiz daha kolay olan bir sonuca götürmüştür. Şimdiki durum hariç! Zira şimdi bir tarafını tıkınca başka bir taraftan patlıyor."

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Müslim, cihad 3/1412 (1785) rivayet etti.